Ordu Tarihine Damgasını Vuran Kadın Figürler

Bugün 8 Mart, dünyanın tüm sektörlerde kadınların başarılarını kutladığı gün; siyaset, iş, toplum, kültür ve sanat. Ayrıca kadınlar, erkeklerle aynı imkanlardan yararlanabilmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini talep etmektedir. Burada maaş, takdir ve terfi fırsatlarından bahsedebiliriz.

İlk girişimler 1907’de New York, Almanya, Rusya ve diğer Avrupa ülkelerinde başladı. Ancak 1977 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Kadınlar Günü olarak resmen tanındı.

Birleşmiş Milletler her yıl bu günü kutlamak için bir tema belirler. 2018’de #metoo #timeisup, 2019’da #eachforqual ve bu yıl #breakthebias oldu. Tüm dünyadaki kadınları ailelerinde, okullarında ve iş yerlerindeki tüm sosyal önyargılardan kurtulması için bu harekete katılmaya teşvik ediyor.

Kadın erkek gibi başarılı olamaz, bu erkek işidir, kadının üretkenliği evlendiğinde ya da çocuk sahibi olunca düşer, kadın işini önce ailesini koyar… Bütün bu klişeler, günümüzde toplumumuzda farklı şekillerde dolaşıyor.

Askeri tarihin en popüler kadın figürlerinden bazılarını sergileyerek bu harekete kendi yolumuzda katılmaya karar verdik.

Kadınlar değerlerini kanıtladılar ve birçok savaşta çok önemli roller oynadılar. Askerler, doktorlar, hemşireler ve hatta muhabirler. Kadınların şans verildiğinde her şeyi yapabileceğinin kanıtıdır.

Bu yazıda, tüm dünyada ordunun tarihine damgasını vuran 7 figürü vurgulayacağız. Hakkında konuşacağımız kadınlar;

  • Florence Nightingale
  • Sarah Emma Edmonds
  • Mariana Grajales de Maceo
  • Marguerite Higgins
  • Fatima Zohra Ardjoune
  • Milunka Savić
  • Sabiha Gökçen

Florence Nightingale

1820 doğumlu Florence Nightingale ya da “Lambalı Kadın”, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kırım Savaşı’ndan sonra askerleri tedavi etmek için zengin ve barışçıl bir hayatı geride bırakan cesur bir İngiliz hemşireydi.

Askerlerin yaralarını tedavi etmenin ve genç hemşirelere öğretmenin yanı sıra, savaşlar sırasında savaşçıları sağlıklı tutmak için hijyen, sanitasyon ve uygun beslenmenin önemine odaklandı.

Çok sayıda askerin yaralanmalardan değil de yukarıda belirtilen sorunlardan kaynaklı hastalıklardan öldüğünü kanıtladı.

Hastalara bakmak için bütün gece yalnız kalacağı için Lambanın Hanımı olarak adlandırıldı.

Sarah Emma Edmonds

Sarah Emma Edmonds da kariyerine hemşire olarak başladı ama uzun sürmedi. Gençken, tacizci babası yüzünden Kanada’dan ABD’ye kaçtı. Ardından, İç Savaş patlak verdiğinde sahra hemşiresi olarak görev yapan Franklin Flint Thompson adı altında ikinci Michigan Piyade Birliği’ne katıldı.

Onun kariyeri, düşmanı gözetlemek için kılık değiştirmeye başladığında değişti. Birkaç yıl boyunca yakalandı ve terk edildi, ancak 1897’de İç Savaş gazileri örgütü olarak bilinen Büyük Cumhuriyet Ordusu’na kabul edilen tek kadın oldu. Bir yıl sonra vefat etti.

Mariana Grajales

Mariana Grajales, On Yıl Savaşı, Küçük Savaş ve 1895 Savaşı sırasında Küba’nın bağımsızlığı için savaştı. Eşi ve oğluyla birlikte katıldı.

Rolü esas olarak hastaneleri işletmeye, tedarik alanlarını kontrol etmeye ve savaş alanlarındaki yaralı savaşçıları tedavi etmeye odaklanmıştı.

Kocasının ölümünden sonra ailesinin geri kalanını korumak için Jamaika’ya sürgüne gönderildi. Hayatının son 15 yılında Jamaika’da Kübalı sürgün grupları örgütlemeye devam etti.

Kübalılar, Mariana ve ailesinin çabalarını anmak için birçok projeye onların isimlerini verdi. Birkaçını saymak gerekirse; Mariana Grajales Havaalanı, Antonio Maceo Havaalanı, Mariana Grajales Kadınlar Takımı gibi. Ayrıca “Küba’nın annesi” olarak da adlandırıldı.

Marguerite Higgins

“Sorun olmasaydı burada olmazdım. Sorun haber, benim işim haber toplamak.”

Bu, ilk yıllarından itibaren birçok savaşı ve siyasi olayı ele alan Amerikalı gazeteci Marguerite Higgins’in sloganıdır.

İlk kez 1944’te Dachau toplama kampının kurtarılması ve Nürnberg’deki yargılamalar sırasındaydı. Ardından Kore savaşı, Vietnam Savaşı’nı yazdı ve Newsday için sendikalı bir köşe yazarı olarak çalıştı.

1951’de Uluslararası Raporlama için Pulitzer Ödülü’nü aldı.

Fatima Zohra Ardjoune

Fatima Zohra Ardjoune, Arap dünyasındaki ilk kadın ve Ain Naadja Askeri Hastanesi’nde general olarak görev yapan ilk Cezayirli.
1972’de eşiyle birlikte kan yoluyla bulaşan hastalıklar hakkında araştırma yapmak için Cezayir Ulusal Ordusu’na katıldı.

Komutanlıktan profesörlüğe ve yarbaylığa kadar, kariyeri başarılarla doluydu.

Tezinin onaylanmasından sonra, Ulusal Askeri Sağlık Yüksek Okulu’nda araştırma öğrencilerine nezaret eden üniversitelerde çalıştı.

Milunka Savić

Bu Sırp kadın, kısa sürede birçok başarıya imza attı. Birinci Balkan savaşında ağabeyi adına düşmana karşı savaşmak için erkek kılığına girdi.

Kimliği, yaralanıp hastanede tedavi altına alındığında ortaya çıktı. Ancak yetkinliği ve becerileri sayesinde onu savaşçı bir kadın olarak kabul ettiler.

Toplam 8 ödül aldı. İki kez Kılıçlı Karađorđe Star, iki kez Fransız Légion d’Honneur (Legion of Honor), iki kez Rus St. George Haçı, İngiliz St. Michael Nişanı, Sırp Miloš Obilić madalyası ve Fransız Croix de Guerre 1914-1918 I. Dünya Savaşı’nda hizmet için altın palmiye özelliği ile.

Bu Sırp kahramanı anmak için Jošanička Banja’da 2020’de kalıcı bir sergi ile bir anıt kompleksi açtılar. Ayrıca İsveçli bir grup ona “Lady of the Dark” adlı bir şarkı adadı.

Sabiha Gökçen

Türk pilot. Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen, dünyadaki ilk kadın savaş pilotudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevi evladından birisi idi. Uçuş kariyeri boyunca 8.000 saat civarı uçuş gerçekleştirdi ve 32 farklı askerî operasyona katıldı.

Birçok ödülü vardır ve adı, İstanbul’un 2. havalimanı olan Sabiha Gökçen Havalimanı’na verilmiştir. Bazı ödülleri; Guinness Rekorlar Kitabı tarafından ilk kadın savaş pilotu olarak kabul edildi ve 1996 yılında Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri tarafından yayınlanan “Tarihin En Büyük 20 Havacı” posteri için tek kadın pilot olarak seçildi.

2001 yılında 88 yaşındayken kalp yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.